28 Şubat 2009 Cumartesi

Dolambacli konusalim, anlasilmasin...

2. donem baslayali 1 ay oldu bile. Bu donemki maceralarim Japonlardan ziyade diger ulkeden arkadaslarla senlenecek gibi gozukuyor. Zira nerdeyse hic Japon arkadasim kalmadi. Bir cogu mezun oldu gecen donem itibariyle. Mezuniyet torenleri de martta olacak, gidecegim insallah. Japonlar nasil mezun oluyormus bir gorelim. Mezun olsunlar da artik gezmeyi biraksinlar calismaya baslasinlar, gicik oluyorum cunku gezmelerine. 1 tanesi Ocakta Tayland'a gittigi halde gecen hafta tekrar gitti. Nedir derdi peki ayni yere gidiyor? Bu defa baska arkadasiyla gidiyormus. Ordan da Vietnam'a gececekmis. Ordan da hangi Asya ulkesine gecer bilemiyorum. Ama ben burda 2 adim otedeki Kore'ye gidemezken surekli seyahat halinde olmalarina cildiriyorum. Biri de once Kore'ye, sonra Avustralya'ya, ordan da Estonya'ya gitti. Yarin da Sili'ye gidecek. Yani cok geziyorlar derken oyle boyle degil gercekten abartmis duurmdalar gordugunuz gibi. Burda ogrencilerin part time calismlari Amerika gibi cok yaygin. Garsonluk, kasiyerlik gibi isleri hep ogrenciler yapiyor ve istediginiz an is bulabiliyorsunuz. 3 tane part time isi olan arkadaslarim var ve bu cok dogal birsey. Ben Turkiye'de bunun imkansiz oldugunu anlatinca bir tanesi e o zaman nasil geziyorsunuz dedi. Gezmiyoruz...

Japonlar icin subat ayinin en onemli olayi sevgililer gunu. Burda sevgililer gununde kizlar sevgililerine cikolata aliyor. Erkekler de 1 ay sonra olan 14 mart beyaz cikolata gununde sevgililerine beyaz cikolata ve beraberinde pahali hediyeler aliyorlar. 14 subat oncesi alisveris merkezlerinde her magazadaki, sadece cikolata magazalari degil, cikolatalari gormeniz lazimdi. Fotograf cekmemisim niyeyse. Bir civcivlenme, bir heyecan, bir karmasa. Butun kizlar cikolata derdinde. Bakalim beyaz cikolata gunu nasil olacak merak icerisindeyim.

Japonlar direk konusmayan insanlar. Eviniz yansa, komsunuz arayip "evinize bir baksaniz sorun olabilir mi acaba? Sizce de oyle degil mi?" tarzi sacmasapan seyler soyleyebilir. Burdan anlamaniz gereken ev yaniyor, evi su basmis, tsunami gelmis gibi seyler. Bayiliyorlar dolambacli konusmaya. Onlar icin dolambacli konusmak bir sanat olup ayni zamanda kibarlik ve saygi gostergesi. Derste dolambacli konusma ogreniyoruz mesela. Bir de dereceleri var. Ne kadar dolambacli olursa o kadar iyi diye dusunerek surekli yeni dolambac dereceleri cikariyorlar. Bunun bilincinde olsak da bir Japonla konusurken insan yine de bocaliyor. Gecen hafta seyahat sirketlerine gidip tur fiyatlari sorduk bahar tatili icin. Her yerde ayni sey geldi basimiza. Kore'ye turunuz var mi dedik, var dediler. Peki ne kadar diyoruz, cevap " ama biraz kalabalik" oluyor. Tamam kalabalik olsun sen ne kadar onu soyle diyoruz. Yine "ama biraz kalabalik" diyorlar. Sonradan anladik yer yok demeye calistiklarini. Ama kesinlikle yer yok demiyorlar. Olmaz ki boyle de sinir ediyorlar insani. Duzgunce malesef yerimiz kalmadi de. Niye ugrastiriyorsun bizi. Her zamanki omur torpusu Japonlar.


Hastalik sozkonusu oldugunda da baska bir konusma sekli var anladigim kadariyla. 3 kere doktora gittim. Ucunde de normal olmayan hastaliklar icin gittim. Misal birinde yemek yerken cenemin agrimasi sikayetiyle gittim. Bu tarz sacmasapan seyler icin gittim ve hepsinde de "bu Japonya'da cok populer bir hastalik" dedi doktorlar. Hepsinde mi ayni sey denir, ustelik doktorlar farkli olmasina ve grip gibi gercekten populer bir hastaligim olmamasina ragmen. Bence bu da hastalarla konusulurken baska birsey anlatmaya calisan bir dolambac. Hastalik demisken, Japonlarin cok buyuk bir kismi kisin maskeyle dolasiyor. Grip olup sumukleri gozukmesin ve ya mikrop kapmasinlar diye fotograftaki gibi maskeli pek cok Japonla karsilasiyorsunuz her yerde.

Simdi gelelim Japonsuz maceralarima. Bugun Finlandiyali arkadaslarimla buz patenine gittim. Paten demislerdi, ben de atlamistim tabi gelirim diye ama buz pateni cikti soz konusu Finlandiyalilar olunca. Finlandiya'da ilkokulda beden egitimi derslerinde buz pateni ogreniyorlarmis ve hepsinin kendilerine ozel buz pateni ayakkabilari varmis. Ben de hayatimda buzda kaymak soyle dursun, zaman zaman kardan sonra olusan buzda kaymamaya calisarak yuruyen bir insan olarak pek eglendim. O kadar da kotu degildi ama insan yoruluyor, hele o ayakkabilar insanin ayagini cok acitiyor. Bence izlemesi guzel olup, izlemeyle kalinmasi gereken bir sporumuz kendisi.

Bu arada yine Japonlardan bahsetmeden gecemeyecegim. Her yerde oldugu gibi buz pisti de kimil kimil Japon kayniyordu. Bir ulkenin her yeri mi kalabalik olur. Neyse dedeler vardi bir de buz pateni yapan. Bildiginiz ak sacli dedeler ve super kayiyorlardi. Hele biri nirvanaya ulasmis sekilde kulaginda ipodu gozleri kapali dans ede ede kayiyordu. Yine fotograf cekemedim. Onun yerine benim artistik buz patenli resmimle idare edeceksiniz malesef.

11 Şubat 2009 Çarşamba

Iyilerin Dostu Kotulerin Dusmani Muz Adam

Japonlar tuhaf insanlar. (Hadi canim) Televizyon programlari daha da tuhaf. Erkeklerin kadin kiliginda, insanlarin hayvan, meyve, sebze kiliginda ciktigi, kimi zaman bikinili, mayolu erkeklerin cibil kalip ordan oraya kostugu tuhaf sovlar var mesela. Bu garipp kiliklardaki insanlar, ilkokul 1, bilemedin 2 seviyesinde sacma hareketlerde bulunup izleyenleri gulduruyorlar. Izleyenler de gercekten guluyor ki her kanalda boyle sovlar var. Hayir bizde bile boyle sacma programlar yok. Siz gelismis ulkesiniz, kafaniz calisiyor, robot falan yapiyorsunuz, bunlara mi guluyorsunuz demek istiyorum, diyemiyorum. Gercekten cok garip. Biz yurtta diger dunya insanlari olarak bunlar ne bicim program diye dusunurken, dunyanin icat sampiyonu Japonlar nasil izler bunlari anlam veremiyorum. Misal bu da muz adam. Yoshikolar'a yakin bir sehrin maskotu gibi birsey. Bu sehir muz adamiyla unluymus. Niye Yoshiko dedim. Niye? Muzu mu unlu buranin? Hayir muz adami dedi. Muz adam ne? Boyle bir sacmalik baska nerde var? Evet fotografta bu sacmaliga ortak oluyorum.

Japonlarin parmak arasi takintisini bilirsiniz. Parmak arasi cesit cesit terlik olsun, parmak arasi terlikle giymek icin parmaklari ayri coraplar olsun, bu takintiya hizmet eden pek cok sey var burda. Hersey iyi, guzel de parmak arasi ayakkabi da ne oluyor? Ya da parmaklari ayrik ayakkabi mi demeliydim. Fotograftaki corabin benzeri bas parmagiyla diger parmaklari ayri olan ayakkabi. Ilk turistik bir yerde gormustum turistik amaclarla parmak arasi olayini abartmislar diye dusunup gulup gecmistim. Ama bu sefer disarda bir adamin ayaginda gorunce bir anlam veremedim. Hayir ayakkabiyi giyip uzerine bir de parmak arasi terlik mi giymeye calisiyorlar, anlayamiyorum.

Japonya'da insanlarin hayatlarinin onemli bir kismi trenlerde geciyor. Her yere trenlerle gidildigi ve genelde yolculuklar uzun surdugu icin trenlerde Japonlar uyumak basta olmak uzere turlu turlu seyler yapiyorlar. Uyumaktan sonra sanirim cep telefonuyla ugrasmak geliyor. Burda cep telefonunda televizyon izlemeye kadar hersey yapilabildigi icin, baslarini cep telefonundan kaldirmadan yolculuk eden birsuru insan oluyor. Manga veya kitap okuyan Japonlar da cok yaygin. Koca koca takim elbiseli adamlari manga okurken gorunce insan yadirgiyor biraz. Saclari agarmis amca mesela elinde koca bir resimli kitap ona bakiyor. Hayir gercekten komik. Ben manga okumadigim icin bana mi oyle geliyor bilmiyorum. Sonra bir de oyun oynayanlar var. Yine koca koca takim elbiseli adamlar ellerinde bir adini bilmedigim atarimsi cihaz, cocuk gibi oyun oynuyorlar. Bir de bunlarin hepsini - uyumak dahil - ayakta da yapiyorlar. Oturarak yolculuk etmekle ayakta yolculuk etmek arasinda bir fark yok Japonlar icin. Trenlerde boyle islerle ugrasan Japonlar'in haricinde bir de bizim gibi etrafi suzen cekik gozlu olmayanlar var.

Japonlara boyle yagdiriyorum, anlam veremiyorum ama, ilk baslarda sacma buldugum bazi Japonluklar su an cok mantikli geliyor. Onlari da biriktirip bir gun yazacagim insallah. Simdilik bu kadar, bir dahaki yazimiza kadar Japon kalin.