30 Ocak 2009 Cuma

Japonum, Japonsun, Japon

5 haftalik tatilim boyunca yemek, icmek, gezmekle fazlasiyla mesgul oldugum icin 1.5 ay sonra ancak yazabiliyorum. Gezdim geldim ve gecen hafta da nihayet 2.donem basladi.

Tatilin en ilginc haftasi Yoshikolarda gecirdigim 1 haftaydi. Yoshiko bildiginiz uzere gecen yilki performanslari sebebiyle yilin Japonu odulunu almis bir insan. Ailesi de kendisi gibi olunca cok orjinal bir hafta gecirdim.

Japon evi olunca tabi bir hafta boyunca Japon yemekleri yiyecek olmam sebebiyle endiseliydim. Sabah Yoshiko'lara vardim ve beni fotografta gordugunuz geleneksel Japon kahvaltisi karsiladi. Yosun corbasi, pilav, natto denilen bozulmus fasulyemsi bir yemek, tursu vs.





Bu natto denilen pek kokulu fasulye yabancilar tarafindan yenilememesiyle unlu bir Japon yemegi. Japon degilseniz yemekler hakkinda gelen belki de ilk soru "natto seviyor musun?" oluyor. Ben de lezzetiyle bu kadar unlu! bir yemegi hala yemedigim icin merak ediyordum aslinda. O yuzden Yoshikolar'da ilk sabah gorunce cok sevindim. Gercekten. Neyse baktim tadina. Fotograftaki gibi yapiskan, erimis kasar gibi uzayan degisik bir yemek. Evet bir tattiktan sonra ben de yiyemedim ama o kadar abarttiklari kadar da degil. Bence cig balik daha kotu.




Neyse pilav yerim sorun degil diye dusunurken Yoshi'nin babasi pilavina kurumus kucuk baliklar atti. Burda boyle yemegin ustune bizdeki pul biber veya karabiber misali kurumus balik, balik pulu vs. serpmek cok yaygin. Neyse ben de benim bu ufak baliklari caktirmadan Yoshiko'nun pilavina koydum. Bunlarin disinda yemekler gayet guzeldi. Cok misafirperver insanlardi zaten. Japonlar normalde ekmek yemez benim icin ekmek almislardi mesela. Sonra 1 hafta boyunca annesinin her yaptigi yemegi gayet begenerek yedim. Sanirim bana gore yemek yapti kadincagiz bir hafta boyunca. Cunku bazen Yoshiko'ya ayri bana ayri yaptigini farkettim. Neyse sonuc olarak yemek konusunda hic bir sikinti cekmeyip ustune ustuluk bazilarini cok begenip tariflerini bile aldim.

Yoshikolar ailecek daha once de belirttigim gibi orjinal insanlar. Ilk sabah babasi beni mehter marsiyla uyandirdi. Bir telas gozumu actim. Bir baktim basimda Touru amcam fluduyle mehter marsi caliyor. Inanilmaz komikti. Gecen yil da zaten telefonda Yoshikoyla konusurken, telefona beni de isteyip Japonca sarki soylerdi. Boyle bambaska bir insan kendisi.

Annesi de babasindan geri kalmayacak sekilde super bir insan. Evlerine giderken dik bir yokustan cikiliyor. Ilk tasindiklarinda alisveristen gelince elinde posetlerle bu yokustan cikmak cok zor gelmis Keiko teyzeme. Bir esek alayim, alisverise onunla giderim, ne guzel esyalari esek tasir ben de rahat ederim diye dusunup hayvanat bahcesini aramis esek almak icin. Neyse ki pahali gelmis de almamis...

Bu evlerinin girisi. Sari renkli balkabagi seklindeki bolum, ressam olan babasinin atolyesi. Babasinin resimleri hep balkabagi temali. Sergisinin adi da balkabagi ulkesi. Evin bu balkabagi seklindeki kismini da tabi ki kendisi yapmis.

Yoshikolar'in yasadigi sehir olan Kitakyushu gozlemledigim kadariyla kucuk bir yer. Herkes birbirini taniyor, komsular birbirlerine kendi yetistirdikleri sebzeleri hediye ediyorlar. Beni de carsida pazarda herkese tanistirdilar. Zaten sehirdeki tek cekik gozlu olmayan oldugum icin inanilmaz bir ilgi vardi. Her girdigim yerde fotograf cektirmek istediler. Bu fotograf gibi bir suru bakkalla balikciyla vs. fotografim oldu. Bir suru de hediye aldim. Gercekten cok sicakkanli, cok iyi insanlardi. Japonya'da da buyuk sehir ve kucuk sehir insani arasindaki farki gormus oldum. Keske burda exchange olsaymisim bile dedim.


Yoshikolara 4 saat uzaklikta unlu bir yanardag var. Yoshiko'nun babasinin arkadasi benim geldigimi duyunca ben onlari arabayla yanardaga gotureyim demis. Adamcagiz sagolsun 2 gun boyunca sabahtan aksama kadar bizi gezdirmedigi yer kalmadi.




Bu da iste bizi goturdugu Asosan denilen yanardag. En son 20 yil once ufak bir patlama olmus. Hala aktif oldugu icin etrafinda tastan siginaklar vardi ve icinden cikan gazlar sebebiyle garip bir koku vardi bu bolgede. Hayatimda gordugum en enterasan seydi bu yanardag. Bildiginiz duman cikiyor, patladi patlayacak. Cok guzeldi.

Yilbasi gecesi de Yoshikolar'daydim. Yilbasi Japonlar icin bayram ozelligi tasiyor. Hristiyanlikla ilgili degil, tamamen kendi dinleri Shintoismden gelen bir gelenek.Araligin son gunu kapilara kotu ruhlarin girmesini onlemek amaciyla ozel yilbasi susleri asiliyor. 31 aralik aksami ailecek beraber gecirilip soba denilen spagettiye benzeyen makarnadan yeniliyor. Bu makarna uzun oldugu icin yilbasi aksami yenilirse omrun uzun olacagina inaniyorlar. Daha sonra da o gece veya ertesi gun yani yilin ilk gunu tapinaklari ziyaret gidip dua ediyorlar.



Burasi da cok nezih bir geleneksel Japon yemegi restorani. Kimolu, kisiye ozel bir garsonun hizmet ettigi yine kisiye ozel geleneksel bir Japon odasinda yiyorsunuz yemeginizi. Ilgincti, guzel bir deneyimdi, hatir icin cig balik bile yedim. Evet hala yiyemiyormusum.





Yoshikolarda cok guzel bir hafta gecirdim. Yoshiko'nun ailesine, o sehrin insanlarina bayildim. Japonya'da guneye inildikce insanlar da samimilesiyor galiba. Kyushululari Osakalilardan, Osakalilari da Tokyolulardan daha cok sevdim. En son ayrilirken Touro amcamla Keiko teyzem olene kadar arkadasimizsin artik seni hic unutmayacagiz dediler, duygusal anlar yasadik. Seviyorum Japonlari...